19 Aralık 2009 Cumartesi

başarı

başarı hazinesinin anahtarı sizce nedir.

6 Aralık 2009 Pazar

BİL!

BİSMİLLAH HER HAYRIN BAŞIDIR.

11 Kasım 2009 Çarşamba

TEBRİKLER...

6/B SINIFINDAN HEMŞERİM, ÖĞRENCİM GÜLŞAH'I TÜRKÇE VE FEN BİLGİSİ DERSLERİNDEN ALDIĞI 100 TAM PUANLARDAN ÖTÜRÜ; 7/A SINIFINDAN DA A. KELEŞ İLE TAHA B. DEMİR' İ TÜRKÇE SINAVINDAN ALDIKLARI 98 PUANLA BİRİNCİ OLMALARINDAN DOLAYI TEBRİK EDERİM. BAŞARILARININ HEM MADDİ HEM MANEVİ SINAVLARDA DEVAM ETMESİ MEVLA' DAN NİYAZIMIZDIR.
FATİH İŞGÖREN

8 Kasım 2009 Pazar

SORU: BU RESİMDE KİMLER VAR?


"OKUMAK" İŞSE BİZ DE MEMURUZ :)

"















Bizlere okuyacaksın adam olacaksın dediler ve biz ademoğlu okuduk eee artık adam oluruz dimi SBS ye gireceyimiz gün belli oldu, memur(öğrenci) rüşvet aldımı almadımı? yani kopya çektimi çekmedimi
















Bir de hayat okulu diye bir şey var bilmem duydunuz mu ben duyduydum acı ama tatlı bir dayak ustadan. hani hocaların vurduğu yerde gül biter ya ustanın- kinden azıcık acı. ama sana anlam veremediğin bir şefkat duyar. tabii çıraksanız ama okuyup adam olursanız o başka.
7/A Sınıfından BAY *-loopus*

2 Kasım 2009 Pazartesi

6/B sınıfı EKİM 2009 KİTAP OKUMA LİSTESİ

İSİM - SAYFA

AHMET SAİT 400
ALİ TARIK 1300
FURKAN 1100
EREN 1255
TAHİRİ 1050
BEYZA 1550
H. EMRE 900
A. SAFA 680
M. BERK 1100
A. KEREM 1200
ANIL 2430
TAYYİB 1300
Y. SALİH 944
ZEYNEP 976
ÜMİT 800
GÜLŞAH 524
FATİH 851
ENSAR 666
Y. EMRE 700
AKİF 1100
NİSANUR 1650

EKİM 2009 BİRİNCİSİ: ANIL HATİPOĞLU
EKİM 2009 İKİNCİSİ: NİSANUR TAYFUR

Öğrencilerimi tebrik ederim. Kasım ayı içerisinde daha iyi rakamlarla inşallah sonuçlarımızı açıklayacağız. Fatih İŞGÖREN

1 Kasım 2009 Pazar

" NAMAZ "
















31 Ekim 2009 Cumartesi

:Arkadaşlık

Bizler arkadaşız. Bir daha belki ismet veya furkan gibisi gelmez, gelemez. Bizim için belki trafiği açmayacaklar, taksimde heykel dikip altına sıkı dostlar veya kankalar yazmayacaklar. Birbirimize kızsak da bir bütünüz ve tamız.

*-LOOPUS-*

25 Ekim 2009 Pazar

"Tuna Boyu" tiyatrosundan..
















24 Ekim Cumartesi akşamı Çemberlitaş FKM' de oynanan Tuna Boyu tiyatrosuna kendi sınıfım olan 6B' nin öğrencileri ve velilerini davet ettim. sadece 6B' yi davet ettiğim için katılımın 20' nin üzerine çıkmayacağını düşünüyordum; ama maşallah düşüncemin iki katı katılım oldu. Hatta servis yetmedi, sağolsun velilerimiz arabalarıyla da destek verdiler. Güzel bir sahilyolu yolculuğunun ardından FKM' ye ulaştık. Bazı öğrencilerim ilk defa tiyatroya geldikleri için çok heyecanlıydı. Ben de onları getirmenin mutluluğunu taşıyordum, tabii sorumluluğunu da. Tuna Boyu oyununu bilen bili. Her yaşa, herkese hitap eden; yeri geldiğinde gözleri dolduran, yeri geldiğinde gülücüklerle şenlenen bir oyun. Oyunun sonunda hem öğrencilerimden hem de velilerimden güzel dönütler almak beni mutlu etti. İnşallah ruh alemlerinde de birçok hayırlı netice doğurmuştur. Daha nice faaleyetlerde bulunmak temennisiyle...
Fatih İŞGÖREN

21 Ekim 2009 Çarşamba

20 Ekim 2009 Salı

EREN' İN SBS GÖRÜŞÜ

Aslında SBS’nin öğrenciler üzerindeki etkisi çok kötü.Çoğu öğrenci (ben de dahil) bu tür sınavların gereksiz olduğunu düşünüyoruz.Boşu boşuna sınav stresi ve sınav korkusu... Ve neredeyse tüm öğrenciler bütün senesini neredeyse hiç eğlenmeyip bütün gün ders çalışmak zorunda kalacak. Onun yerine tüm okullar parasız olsun ve herkes istediği liseye gitsin. Eğer ben Milli Eğitim Bakanı (MEB)olursam SBS’yi ve diğer büyük sınavları kaldırırım. Büyükler, biz çocuklara hiç anlayış göstermiyorlar. Sanki SBS’yi kazanmak için geldik bu dünyaya. Bütün gün ders çalışmamızı istiyorlar. Çocukluğumuzu yaşayamıyoruz. Ama onlar küçükken hiç sınav stresleri yoktu nerdeyse. Bu iğrenç duyguyu hiç tatmadılar. Öğrenciler artık asosyal oluyor. Ve hepsinin başında SBS diye kafalarını yiyecek büyükleri var. Ne derlerse desinler biz çocuklara ve öğrencilere göre böyle. Bu hiç değişmeyecek. Büyükler hep “çalış” diyecek,çocuklar hep “oyun” diyecek. Sanki onların yararına. Hayat bizim değil de onların sanki. Çocuklar artık teneffüste bile ders çalışacak SBS için. Bence büyükler sadece bir yönden haklı. O da geleceğimiz için çalışmamız gerektiği. Zaten ben de hiç çalışmayalım demiyorum ki. Sadece biraz oyun oynamak ve bütün gün ders çalışmamak. Ama büyükler bunu bize zararlı görüyor. Affedersiniz ama bizi resmen inek yapmaya çalışıyorlar. Bir de yuvarlak, kocaman gözlük takalım tam olsun. Tabii de ders çalışalım ama lütfen abartmayın. Fakat kim ne derse desin şu hiç değişmeyecektir: Büyükler “çalış” diyecek, çocukları çalıştıracak; çocuklar “oyun” diyecek ve oynayacak…!!!

EREN GÜNAYDINOĞLU
GÖKKUŞAĞI İ.Ö.O
6. SINIF ÖĞRENCİSİ

<>SEVGİLİ DUASI<>

YA RAB,

Bir insan koy kalbime!
O insan seninde sevdiğin olsun.
Ve beni öyle bir insana sevdir ki,
O insanın kalbinde sen olasın ki,
Ben o insanın kalbinde seni bulayım.
Beni öyle bir insanla buluştur ki,
Benden önce onunla buluşmuş olan sen olasın.
Onunla el ele tutuştuğumda,
İkimizin elinin üstünde senin elin olsun.
Bana öyle gözler göster ki,
Ben o gözlerden sana bakayım.
Bana öyle bir sevgili ver ki,
Bakışı cennete açılan iki pencere olsun.
Onunla öyle bir yolda yürüyeyim ki,
Kılavuzumuz sen olasın
Ey rabbim! Öyle sevgili ver ki bana,
Ona sarıldığımda,
Kâinat bize bakıp birbirine sarılsın.
Bize öyle sevgi ver ki rabbim!
Sevgimizden Muhammed (s.a.v) sevinsin…

19 Ekim 2009 Pazartesi

GÜZEL BİR VECİZE

DOST İSTERSEN ALLAH YETER. Evet o dost ise,her şey dosttur.

YARAN İSTERSEN KUR'AN YETER. Evet ondaki enbiya ve melaike ile hayalen görüşür ve vukuatlarını seyredip ünsiyet eder.

MAL İSTERSEN KANAAT YETER. Evet kanaat eden, iktisat eder;iktisad eden bereket bulur.

DÜŞMAN İSTERSEN NEFİS YETER. Evet kendini beğenen,belayı bulur zahmete düşer;kendini beğenmeyen ,safayı bulur,rahmete gider.

NASİHAT İSTERSEN ÖLÜM YETER. Evet ölümüm düşünen,hubub-u dünyadan kurtulur ve ahirete ciddi çalışır.

RİSALE-İ NUR KÜLLİYATINDAN
HATIRLAYIN Kİ BİZ DENİZİ YARDIK SİZİ KURTARDIK FİRAVUN TARFTARLARINI DENİZE BOĞDUK...

BAKARA=50
YAZAN=M.ALİ KÖKSAL

17 Ekim 2009 Cumartesi

BENDEN...


Anne Evde misin?

Geçenlerde ikinci dönem olağan öğrenci değerlendirmelerinde dikkatimi çekti Mert. Sınıfta arkalarda oturan, bırakın parmak kaldırarak derse iştiraki siz kaldırsanız da ağzından lafı kerpetenle aldığınız, normalde yoklamayı zihnimden yaparken o, sınıfta mı diye kafamı kaldırıp arkalara bakarak eğilmiş sırasından yarım yamalak görebildiğim sessiz, kendi dünyasında kaybolmuş bir talebem Mert. Hal böyle olunca ders başarıları da malum…

Öğretmenlik tabiki şefkat işi... Zaten Mert gibi öğrencilere de şefkat etmemek mümkün değil… Evet Anadolu’ nun ücra bir köyünde fakir bir ailenin sekiz çocuğundan biri değil Mert; tam tersi anne avukat, baba mühendis olan bir ailenin tek evladı…Tabi akla hemen "E kardeşim neyine acıyorsun bu çocuğun sen" diye bir soru geliyor. İşte toplantıda öğrendiklerime acıyorum ben de.

Mert, 16:00 da okuldan ayrılıyor evi de okula çok yakın olduğu için çabucak evine gidiyor ama kapının zilini çalarak girmiyor içeriye kendi anahtarıyla giriyor ve içeride de dünyalar tatlısı şefkat abidesi bir valide sıcacık yemeğiyle beklemiyor onu… duvarlar, soğuk duvarlar… Eee aile düşünceli Allah için, evde dev ekran, en iyisinden bilgisayar, oyun aletleri … her şey tamam da ufacık bir şey eksik kalıvermiş sanki! Tabi saat 17, saat 18, saat 19… ne gelen ne giden var… saatler 21 suları ellerinde bir çanta dolusu evrakla anne yorgun bitkin bir şekilde evde artık. 22 gibi de ondan daha yorgun ve stresli bir baba tüm şefkatiyle… işte huzurlu, tatlı bir aile!

Mert’e niçin mi acıyorum demiştik? Evet, belki Anadolu’nun köyündeki çocuğun oyun aletleri yok, ne gerek zaten tüm dışarısı oyun alanı ona… Ama eve geldiğinde onu karşılayan şefkatlisi var ya… İşte o şefkat o köyden müdürler, hatta o şefkat o köyden reisler, reis-i cumhurlar çıkarmaz mı dersiniz… Ya evde içeriden iyice kilitlediği kapının arkasında saatlerce şefkati bekleyeni bekletenden ne çıkar dersiniz?

Ya Mert’i bekleten bunu Mert için Mert’in geleceği ve ferahı için yapıyor dersek ne dersiniz? Bu arada Mert, henüz 13 yaşında tatlı mı tatlı bi yumurcak…

Bu vesileyle Sevgili Anneciğime; ilk adımlarımı atmaya çalışırken elimden tutan, yarım yamalakda olsa ilk sözcüklerimi söylerken heyecanla dinleyen, gülücüklerimin her anına şükreden, ağladığımda sesimi ilk duyan, sabah hiçbir işi yokken sırf beni okula yolcu etmek için kalkan, en önemlisi de akşam geldiğimde içten gülücükleriyle karşılayarak bana samimiyeti öğreten sevgili anneme şükranlarımı sunuyorum…

Fatih İşgören

16 Ekim 2009 Cuma



kuşlar da zikreder...


İslam Ve Ben


İslam arı, ben balım.

İslam şerbet,ben yalım.

İslam ağaç,ben dalım


İslam damar, ben kanım.

İslam ruhtur,ben canım.

İslam sonsuz, ben ânım.

İslam hücre, ben zarım. İslam güneş, ben kar’ım. İslam bütün, ben yarım

YETİŞ YA RESULULLAH

Her taraf karanlık toz duman olmuş
Yetiş sen imdada ya Resulullah
İnsanlarda haya edep kalmamışş
Yetiş sen imdada ya Resulullah

Hoş sohbet adını çirkeflik almışş
Ilımlı ılımsız müslüman artmış
Merhamet yerini zalimlik almış
Yetiş sen imdada ya Resulullah

Yetimi yoksulu köle yapmışlar
Mazlumun sırtına yükü vurmuşlar
Dünyanın zevkine dalmışlarr
Yetiş sen imdada ya Resulullah

Ocu bucu parçalara bölmüşler
Hak yolundan patikaya girmişler
Para pula benliği satmışlar
Yetiş sen imdada ya Resulullah

Aslan de ki:Dünyanın çivisi çıkmış
Dostluk kardeşlikte maddiyat olmuş
Durum böyle işte felaket olmuş
Yetiş sen imdada ya RESULULLAH.

15 Ekim 2009 Perşembe

EN' LERİM

BUNDAN BÖYLE BU BLOGDA GÖKKUŞAĞI KOLEJİ' NİN EN'LERİ SEÇİLECEKTİR.
YORUM KISMINA SİZ DE HANGİ KATEGORİLERDE EN SEÇİLEBİLECEĞİ HAKKINDA GÖRÜŞ BİLDİREBİLİRSİNİZ.
* YORUMUNUZUN SONUNA İSMİNİZİ EKLEYİNİZ.










okulumuzdan kareler....
















14 Ekim 2009 Çarşamba





















7A video

BİZDEN GÖRÜNTÜLER
















13 Ekim 2009 Salı

tullab































sınıfımdan insan manzaraları